Little Nightmares 3: Tanıdık Bir Kabus Mu?
Supermassive Games’in geliştirdiği ve merakla beklenen Little Nightmares 3, serinin hayranlarını bir kez daha karanlık ve rahatsız edici bir dünyaya davet ediyor. Tarsier Studios’un bayrağı devretmesinin ardından, Until Dawn gibi başarılı yapımlara imza atan Supermassive Games, serinin temel dinamiklerine sadık kalarak tanıdık ama bir o kadar da taze bir korku deneyimi sunuyor. Bu Little Nightmares 3 incelemesi ile Low ve Alone’un kabus dolu yolculuğuna yakından bakacağız.
Dört yıl aradan sonra gelen Little Nightmares 3, serinin özgün atmosferini korurken, bazı önemli yeniliklerle oyuncuların karşısına çıkıyor. Özellikle ilk kez sunulan eşli oyun modu, deneyimi farklı bir boyuta taşıyor. Ancak bu yenilikler serinin köklerine ne kadar sadık kalabiliyor ve genel deneyimi nasıl etkiliyor? İşte tüm bu soruların cevaplarını bu detaylı incelememizde bulacaksınız.
Yeni Bir Başlangıç: Low ve Alone
Little Nightmares 3‘ün en önemli yeniliklerinden biri, ilk kez iki oynanabilir karakterle eşli oyun imkanı sunması. Karga maskeli Low ve kırmızı örgülü Alone, The Spiral’ın ürkütücü labirentlerinden kaçmaya çalışırken birbirlerine bağımlı hale geliyorlar. Low, yayı ve oklarıyla uzaktaki düğmeleri tetikleyebilir veya ipleri kesebilirken, Alone ise anahtarıyla duvarları kırabiliyor ve alçak seviyedeki mekanizmaları çalıştırabiliyor.
Karakter tasarımları oldukça çekici olsa da, Low ve Alone’un birbirleriyle olan etkileşimleri ve kişiliklerine dair ipuçları ne yazık ki oldukça sınırlı kalmış. Hikaye bu durumu bir nebze açıklasa da, bu küçük maceracılar için daha fazla bağ kurmayı dilerdim. Mekanik olarak ikilinin birbirine ihtiyaç duyduğu anlar mevcut; ancak eşli oyun odaklı bir yapım için bu durum beklediğimden daha az sıklıkta karşıma çıktı. Yine de, oyunun online co-op’a odaklanması ve yerel eşli oyun seçeneğinin bulunmaması benim için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Bir “Friend’s Pass” ile oyunu satın almayan bir arkadaşınızla oynamanıza izin verilmesi bu durumu biraz telafi etse de, bu deneyimin yan yana, aynı koltukta yaşanması gerektiğini düşünüyorum. Eğer tek başınıza oynamayı tercih ederseniz, yapay zeka partneriniz işini oldukça iyi yapıyor ve sizi genellikle yarı yolda bırakmıyor.
Kabus Dolu Spiral: Mekanlar ve Atmosfer
Low ve Alone’un kaçmaya çalıştığı The Spiral, farklı temalara sahip, adeta bir kabustan fırlamış gibi görünen vignette tarzı mekanlardan oluşuyor. Terk edilmiş lunaparklar, ürkütücü bebeklerle dolu odalar ve devasa örümceklerin hüküm sürdüğü bölgeler gibi klasik korku öğeleri, oyuncuyu sürekli tetikte tutuyor. Tim Burton estetiğini andıran devasa ve gürültülü canavarlar, ikilinin her adımında tehdit oluşturuyor ve “Hayır, hayır, hayır!” dememe neden olacak kadar gerilimli anlar yaşatıyor.
Görsel ve işitsel tasarım, Supermassive Games’in bu alandaki ustalığını bir kez daha kanıtlıyor. Her bir mekanın detayları, ışıklandırması ve atmosferi o kadar özenle hazırlanmış ki, kendinizi gerçekten bir kabusun içinde hissediyorsunuz. Özellikle ses tasarımı, çevresel gürültüler, canavarların çıkardığı ürkütücü sesler ve müziğin doğru kullanımı, gerilimi zirveye taşıyor. Nadiren sürprizlerle karşılaşsam da, ekrandaki her şeyden keyif aldım ve bu eşsiz evrenden bir kez daha etkilenmekten kendimi alamadım. Little Nightmares 3, atmosfer konusunda serinin önceki oyunlarının mirasını başarıyla taşıyor.
Oynanış ve Yenilikler: Beklentiler ve Gerçekler
Low’un yayı ve Alone’un anahtarının eklenmesiyle, serinin tipik platform ve bulmaca çözme mekaniklerinin tazelenmesini bekledim. Ancak bu araçlar, birkaç takım çalışmasına dayalı çatışma anı dışında, ne yazık ki büyük ölçüde yeterince kullanılmamış. Little Nightmares 3, selefleri gibi, kendinizi güçsüz hissetme ve içinde bulunduğunuz korku evinden çaresizce kaçmaya çalışma temasına odaklanmış. Karşınıza çıkan zorluklar arasında boşlukların üzerinden atlama, yüksek yerlere tırmanma, peşinizdeki varlıklar yüzünden daha da korkunç hale gelen gerilimli kovalamaca sahneleri ve oyun boyunca çözmeniz gereken basit, tanıdık bulmacalar yer alıyor.
Her bölgede daha fazla mekanik çeşitlilik görmek isterdim; zira bulmacalar ve seviyelerde ilerleme hissi zaman zaman tekrarlayıcı olabiliyor. Yüksek alanlara ulaşmak için sürekli kutuları hareket ettirip üzerlerine tırmanmak gibi mekanikler sıkça tekrar ediyor. Bu durum, oyunun genel akışında bir miktar monotonluğa yol açabiliyor. Yine de, her seviyenin görsel ve işitsel tasarımı bu kusurları büyük ölçüde telafi ediyor. Detaylar ve eşlik eden ses tasarımı, beni sürekli hayranlık içinde bırakmayı başardı.
Son Karar: Tanıdık Bir Kabus Deneyimi
Bu Little Nightmares 3 incelemesi, oyunun serinin orijinal konseptini başarıyla yerine getirdiğini gösteriyor: İçinden uyanmak istediğiniz bir kabustan kaçmaya çalışmak gibi korku dolu bir macera. Supermassive Games’in tanıttığı birkaç dikkat çekici, ancak yeterince geliştirilmemiş yenilik dışında, oyunun formülüne daha fazla çeşitlilik katmasını dilerdim. Ancak Little Nightmares 3, daha çok aynı şeyi sunsa bile, Low ve Alone’un macerası tüylerimi diken diken ettiğinde gülümsemekten kendimi alamıyorum.
Genel olarak, Little Nightmares 3 serinin hayranları için kaçırılmaması gereken bir yapım. Supermassive Games, Tarsier Studios’un yarattığı mirası onurlandırırken, kendi imzasını da atmayı başarıyor. Oyunun kendine has atmosferi, etkileyici görselleri ve gerilimli oynanışı, sizi koltuğunuza bağlayacak. Bazı mekanik tekrarlarına rağmen, oyunun sunduğu eşsiz korku deneyimi ve sürükleyici hikaye, oyunseverler tarafından takdir edilecektir. Bu kabus dolu yolculuğa çıkmaya hazır olun!
Puan: 7.5 / 10